A Milli Takım’ın tarihindeki en büüyük başarılarından 2002 Dünya Kupası üçüncülüğü ölümsüzleşti. Skorer, tarihi başarının perde arkasını araladı ve o günün kahramanlarının ağzından unutulmaz serüvenin tüm ayrıntılarını okuyucularıyla buluşturdu.
Dönemin A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, futbolculardan Okan Buruk, Nihat Kahveci, Ümit Davala, Emre Aşık, Ergün Penbe ve Fatih Akyel; 2002 Dünya Kupası belgeselinde yer aldı.
Yardımcı antrenör Mehmet Kulaksızoğlu, A Milli Takım Genel Menajeri Can Çobanoğlu, spor yazarrı Ömer Üründül ve dönemin TRT spikeri Yalçın Çetin tarihi başarının perde arkasında aşananları ve unutulmaz anları paylaştı.
Milliyet’in yazarlarından Bilal Meşe de belgesel de aktardıklarıyla o güne ışık tuttu. Bilal Meşe tarihi başarının perde arkasında yaşananları anlatan 2002 Dünya Kupası belgeselini bugünkü köşesine taşıdı.
Bilal Meşe’nin yazısı şu şekilde;
Biliyoruz ki, birçok kesim tıpkı benim gibi belgesellere takılırız… Belgesel kelimesini biraz açacak olursak, ‘belge özelliği’ taşıyan demektir. Eğer yaşıyorlarsa, o belgeseli onlarla yapmanın tadına doyum olmaz. Hiç o atmosferi yaşamayanla yapılanların adına ‘belgesel’ konulamaz!Malumunuz Katar’daki Dünya Kupası adeta soluk kesiyor. Öyle sürprizler yaşanıyor ki ağzımız bir karış açık kalıyor, “olamaz” diyoruz kendi kendimize ama oluyor! Artık futbolda büyük – küçük takım kavramı tamamen rafa kalktı, Fas örneğinde olduğu gibi.
Milliyet’in Skorer internet sitesi Dünya Kupası öncesinde harika bir belgeseli devreye soktu. Adı ‘2002 Dünya Kupası’, hani Japonya ve Güney Kore’de düzenlenen ve 3.’lük kürsüsüne çıktığımız finaller… Sakın ola 3.’lük deyip geçmeyin, o iki ülkede A Milli Takımımız müthiş bir mücadele ortaya koydu, öyle ki finalin kapısını zorladık dersem, abartmış olmam. Antalya’da start alan, Hong Kong ve Kore ile Japonya’da devam eden tam 52 günlük bir serüvendi.Bire bir yaşadım, ay-yıldızlı teknik adamlarla, oyuncularla aynı havayı soludum. O süreçte öyle çok yaşanmışlıklar ve anılar var ki, hangisi anlatsak? Öncelikle bu belgeselin oluşmasında emeği geçen Genel Koordinatör Mesut Aydın Kale, kameramanlar Erdem Günay, Taylan Bulut ve Kahraman Öztürk kardeşlerime teşekkür ederim. Tabii ki belgeselin görünmeyen kahramanı var; Nergis Aşkın, bu kelimeyi hak ediyor. Kolay mı, 2002 finallerini yaşayanları 20 yıl sonra bulup, onlarla söyleşileri gerçekleştirmek? Aradan 20 yıl geçmiş, keşke hepsini bir araya getirebilseydik, herkes farklı kulvarlara yelken açmış, belgeselde yer alanların anlatımları yeter de artar, bile.
Kimler yok ki? Şenol Güneş, Mehmet Kulaksızoğlu, Can Çobanoğlu, Okan Buruk, Nihat Kahveci, Emre Aşık, Fatih Akyel, Ümit Davala ve gazeteciler, bendeniz, Yalçın Çetin ve Ömer Üründül…Demem o ki, öyle baştan savma bir belgesel değil. Orayı yaşayanlarla yapılan ve 49 dakika süren belgeseli defalarca izledim, izlerken o günleri yaşadım. Asıl kahramanları dinlerken, tüylerim bir kez daha diken diken oldu. Öyle ki, o erişilmesi zor başarının hikayesinin perde arkasında yaşananları ve biz gazetecilerin de bilmedikleri birçok olayı öğrendik! Sizler de izleyin, o belgeselin içeriğinde geçen yaşanmışlıkları, anıları seyredin ki, o tarihi zaferin hangi unsurlarla gerçekleştiğini daha net göreceksiniz.
Teşekkürler Skorer TV… Teşekkürler Şenol, Mehmet ve Ünal hocam, o dönemin saha içindeki kahramanları, hepi nizi bir kez daha kutluyorum, böylesine bir zaferi ülkemize yaşattığınız için…
Güneş’i eleştirenler rakamlara baksınlar
Kişisel olarak rakamlara bakarım, söylemlere değil… Bu lafım Şenol Güneş’i eleştirenleredir! Bakın arkadaşlar, Beşiktaş sevdalıları, yönetim kanadının teknik direktör konusunda yeniden Şenol Güneş’e rotayı çevirmesinden doğal ne olabilir ki! Kariyerinde yani apoletlerinde büyük başarıları var, bunları nereye koyacağız? Erişilmesi şimdilik güç bir Dünya 3.’lüğü var… Artı Beşiktaş’ta iki şampiyonluğu kariyerine yazdırdı. Güneş, Beşiktaş’ta 201 resmi maçta 118 galibiyet, 45 beraberlik 38 yenilgi almış, karnesi pekiyi ötesidir. Şampiyonlar Ligi’nde 14 maç, 5 galibiyet, 6 beraberlik, 3 yenilgi. Üstelik namağlup o zorlu kulvardan lider olarak son 16’ya kaldı. Grup aşamasında ise en fazla puan toplayan yerli teknik adamdır Güneş.Yukarıdaki rakamsal gerçekleri unutarak, onu eleştirmek hangi aklın ürünüdür? Hatırlayan hatırlar, Şenol Güneş’in Kartal’daki ilk şampiyonluğunda stat inşaatı vardı, iç saha maçlarını ya Başakşehir, ya da Atatürk Olimpiyat Statı’nda oynadılar. Yani Kartal, göçebe kuşlar gibiydi, bir orada, bir burada.Demem o ki, Güneş’in bilgi becerisiyle Süper Lig’de kritik konumda bulunan Kartal’ı yeniden herkesin istediği o kulvara sokacağına gönülden inanıyorum, biraz destek, biraz sabır ona yeter de artar, unutmayın!Son söz yönetim kanadına… Yabancı teknik adamdan yerliye dönüş ve de Şenol Güneş’i tercih etmeniz çok yerinde bir karardır, kutluyorum. Güneş, sizlerin de güvenini boşa çıkarmayacaktır, merak etmeyin.