Türk Eğitim Vakfı (TEV) ülkemizin en köklü sivil toplum örgütlerinden biri. 1967’de Vehbi Koç ve arkadaşları tarafından kuruldu; bugüne kadar yüzbinlerce öğrenciye yurt içi ve yurt dışı bursu verdi.
Başta Safiye Ayla ve Zeki Müren olmak üzere pek çok eğitim dostu hayırsever, mirasının tamamını ya da çok önemli bir bölümünü TEV’e bağışladı.
TEV deyince akla gelen ilk isim Vehbi Bey ise diğer ilk üç isimden biri de bursiyerlerin Sevgili Güsel Ablası Güsel Bilal oldu.
TEV’in kuruluşundan beri hep içindeydi.
Burs verdikleri her öğrenciye, yedi sülalesini tanıyacak kadar yakındı.
Öğrencilere sadece burs olanağı tanımakla kalmıyor, her sorunuyla yakından ilgileniyordu. Pek çoğunun evliliğinde çöpçatanlık yaptı. İşlerini geliştirmelerine yardımcı oldu.
Hayatını adeta bursiyerlere adamıştı.
Geçen yıl büyük bir hastalık atlatmıştı ama üç hafta öncesine kadar sağlığı ve keyfi yerindeydi. TEV için kolları yeniden sıvamış, farklı neler yaparız arayışı içindeydi.
”Sizsiz olmaz” diyerek eğitime gönül verenleri yeniden bir araya getirmenin peşindeydi.
Eğitimin nabzını en iyi tutanlardandı. Nerede ne oluyor, her şeyden haberdardı…
TEV’i çok daha güçlü bir şekilde geleceğe taşımak Güsel Abla’nın en büyük dileğiydi.
Kendisini dün sonsuzluğa uğurladık. Yapılan törende kendisiyle ilgili öylesine duygusal anılar anlatıldı, o kadar güzel sözler söylendi ki göz yaşları sel oldu… Bir ay kadar önce telefonla da olsa, uzun uzadıya sohbet etmiştik. Demek ki bu son sohbetimiz, hayalleri de bir anlamda vasiyetiymiş.
Ruhun şad olsun Güsel Abla, eğitim de, TEV de, eminiz ki en kısa zamanda arzuladığın noktaya gelecek ve o kutsal meşale zirvede dalgalanmaya hep devam edecek.
Çağdaş eğitimsiz bir Türkiye, TEV’siz de eğitim olmaz. Sadece ülkemizde değil, dünyanın dört bir yanında seni hatırlayanlar hep olacak…
Devletin bekası için!
Seçimler ortalama 4 yılda bir yapılıyor. Bakan ve YÖK başkanlarının görev süresi de ortalama 3, 4 yıl.
Buna rağmen, her gelen Bakan, Başkan kendine göre bir politika belirliyor.
Ülkemizin ve gençlerin bekasına yönelik uzun ömürlü kararlar için iktidar, Bakan, Başkan inisiyatifinden çok, devlet iradesi aranmalı!
Cumhuriyet tarihi boyunca en sık el değiştiren Bakanlıklardan biri de Milli Eğitim.
Enteresan olan ise aynı iktidar dönemlerinde bile aynı siyasi partinin Bakanları da bir önceki meslektaşının yaptıklarının tümünü çöpe atıp, her şeyi sil baştan yeniden dizayn etmeye çalıştı.
Bu son yıllarda daha da ivme kazandı.
YÖK başkanları için de durum farklı değil.
Kurulduğu günden bugüne aynı yasaya göre seçilmelerine ve aynı kişilerce atanmalarına rağmen çok zigzaglar çizildi.
Siyasi iktidarların, Bakanların, Başkanların özgürlük alanları yok mu? Elbette var ama “Devletlerde devamlılık esastır” kuralı da asla göz ardı edilmemelidir. Bu asla statükoculuk anlamına gelmemeli ama binlerce yıllık bir devlet geleneği olan ülkelerde günübirlik kararlar alınırken de çok dikkatli olunmalıdır.
Her siyasi partinin ama özellikle de kadim devletlerin hemen her konuda temel politikaları olmalıdır. Özellikle de eğitim, ekonomi, dış politika, savunma, tarım, sanayi, sağlık ve kültürel alanlarda. Temel bakış açıları aynı kalır ama günün koşullarına göre hepten değiştirme yerine geliştirilebilirler…
”Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi” diye lanse edilen, pek çoğunun çöpe atıldığına ve bu vahim tabloyu oluşturanların bile umurunda olmadığına çok şahit olduk.
Ne olur kitleleri derinden etkileyen sosyo ekonomik kararlar ve özellikle de çocuklarımızın bugününü, geleceğini ilgilendiren kararlar alırken çok daha özenli, dikkatli olalım, daha mürekkebi kurumadan değiştirilen ya da iptal edilen kararlara değil de kalıcı olacağına inandığımız projelere imza atalım…
İcraat yapanları unutulmaz kılan günübirlik kararlar değil, en uzun ömürlü olanlardır!..
Özetin özeti: Geride hoş bir seda bırakmak en güzeli ama en zor olanı. Ne mutlu bunu başaranlara…