Her seçim döneminde partiler enerjilerinin bir kısmını adaylık tartışmalarıyla tüketirler. İçe sinmemiş en az bir kaç yer hep vardır. Bazen adaysızlık, bazen öngörüsüzlük, bazen torpil, bazen çekişme, bazen strateji nedeniyle… Adaylaşma sürecinde kimi partide kıyamet kopar, kimisinde kol kırılır yen içinde kalır, ya da seçim sonrasına kalır da denilebilir. Bakarsınız seçime giderken savunulmak zorunda kalınan tercihler, seçimden sonra ‘biz biliyorduk aslında, söylemiştik, uyarmıştık da’ ya döner. Öyle veya böyle yapılan tercihin bir sonucu olur. Kazanılır ya da kazanılmaz. Bazen kazanıldığında aslında kaybetme süreci başlamıştır. Çünkü esasen kazanan, il, ilçe ya da belde için en doğru tercih olmamıştır.
Geçen hafta CHP’nin İzmir’deki aday tercihleri öne çıkan tartışma konularından biriydi. Üst üste anket yapıldığını, tercihlerin anketlere dayandığını söyleyenler de var, hiç anket görmediğinden bahsedenler de var. Anketlerin karşılığı her zaman alınıyor mu? Bunun olmayabileceğini defalarca gördük. En nihayetinde bir örnekleme, bazı sorular soruyorsunuz. Sorunuzun doğru olması gerekliliği bir yana, örnekleminizin de doğru olması gerekiyor. En sonunda da sandıktan çıkan sonucun anketin sonucuyla uyuşması.
İzmir’de vefanın karşılığı görülecek
CHP’de parti yönetiminden ve İzmir’i yakından takip eden bir isim, Cemil Tugay’ın tercih edilmesi konusunda “Vefa gereğiydi, değişimin İzmir’deki yüzüydü” ifadesini kullandı. Yani anketler Cemil Tugay’ı işaret etmiyordu anlaşılan, Tunç Soyer’in değişebileceğini söylüyordu, ben öyle anladım. Bir başka deyişle mevcut yönetime anketler Cemil Tugay da aday gösterilse, seçimin kaybedilmeyeceğini anlatıyordu herhalde. Zeydan Karalar, Vahap Seçer’in, Tunç Soyer’den daha “agresif” Kemal Kılıçdaroğlu destekçisi olduklarını ama aynı zamanda seçmen nezdindeki desteklerinin onları gözardı edilemez kıldığını belirten CHP’li isim, Soyer için ise “Onun sadece Kürt seçmenle kurduğu bağ vardı” ifadesini kullandı. Soyer ismini destekleyen DEM, şimdi İzmir’de de aday çıkaracak.
Her yer için olmasa da birden fazla anket firması ile çalışıldığını anlatan CHP’li isim “400 aday adayının olduğu bir yerde sadece 30 kişi seçiliyor” dedi. Kaynağımın bu sözü bana CHP’de garanti görülen yerlerde, tıpkı Ankara’nın Çankaya’sında olduğu gibi ne kadar çok başvuru aldığını, çekişme noktalarının da buralar olduğunu hatırlattı. Siz hiç Mamak, Keçiören, Çorum, Çankırı için mücadele duydunuz mu?
Bu arada biz konuştuğumuzda henüz sosyal medya paylaşımları nedeniyle tartışılan Çiğli adayı değişmemişti ama o hem Çiğli, hem de Karaburun adaylarının değişebileceğini söylemişti. Nitekim Çiğli değişti. Peki Çiğli nasıl belirlenmişti ilk etapta? Anketle mi? “Kent uzlaşısından gelmişti” dedi. Ancak kaynağım aynı zamanda İzmir’de ‘devrim’ yapıldığını tekrarladı, tıpkı CHP Genel Başkanı Özgür Özel gibi. Daha önce 3 olan kadın aday sayısının 9’a çıkarıldığını, genç aday sayısının 14 olduğunu söyledi. Özgür Özel de “Değişim nerede diyenler İzmir’e baksın” dedi.
Bu seçimde kilitlenilen yer İstanbul. CHP açısından İstanbul seçiminin kaybedilmesi elbette, İmamoğlu ve Özel nezdinde açılacak başka bir ikbal tartışması nedeniyle önemli. Ama İzmir başlı başına Özgür Özel’in bu seçimdeki sınavı olabilir. Çünkü 15 gün üzerinde çalıştığı bir plandan bahsetti. Ortaya bir iddia koydu. Kendini bağladı. Bakalım kurduğu denklem seçmenden vize alacak mı almayacak mı?