Mevcut e-deri teknolojisi, malzeme esnedikçe algılama doğruluğunu kaybediyor. Araştırmacıların geliştirdiği deri ise esnedikten sonra eski halini alabiliyor ve basınç tepkisini koruyabiliyor. Dolayısıyla yeni e-deri, hassasiyet ve güç kontrolü gerektiren görevler için yeni olanakların kapısını aralayabilir.
Hasta bakan ve tıbbi müdahalede bulan robotların önünü açabilir
Projeyi yöneten Cockrell Mühendislik Okulu Havacılık ve Uzay Mühendisliği ve Mühendislik Mekaniği Bölümü’nden profesör Nanshu Lu, geliştirdikleri derinin hassasiyeti sayesinde gelecekte, hastaların nabzını kontrol eden, vücudunu temizleyen veya masaj yapan robotlarda kullanılabileceğini söylüyor.
Lu, insan nüfusunun yaşlandığını belirterek, “Gelecekte, mevcut bakıcı sayısından daha fazla yaşlımız varsa, bu dünya çapında bir kriz olacak. İnsanlarla verimli ve aynı zamanda nazik bir şekilde ilgilenmenin yeni yollarını bulmamız gerekiyor ve robotlar bu yapbozun önemli bir parçası.” sözlerini sarfediyor.
]
Tıbbın ötesinde, bu tip robotlar felaketlerde de kullanılabilir. Örneğin bir depremde veya çökmüş bir binada yaralı veya mahsur kalan insanları arayabilir ve yaralılara kalp masajı yapabilir.
E-deri teknolojisi dokunmadaki basıncı algılayarak, robotların bir bardağı tutmak veya bir kişiye dokunmak için ne kadar güç kullanması gerektiğini bilmesini sağlıyor. Ancak geleneksel e-deri gerildiğinde bu deformasyonu da algılıyor. Bu da, sensörlerin basıncı algılama yeteneğini bozan ek gürültü yaratıyor. Dolayısıyla robotun bir şeyi tutmak için çok fazla güç kullanmasına sebebiyet verebiliyor.
Bu keşfin anahtarı, Lu ve arkadaşlarının yıllardır üzerinde çalıştığı yenilikçi hibrit tepki basıncı sensörü. Geleneksel e-deriler kapasitif veya dirençli (resistive) iken hibrit tepkili e-deri, basınca karşı her iki tepkiyi de kullanıyor. Araştırmacılar bu sensörleri mükemmelleştirerek ve onları esneyebilir yalıtım ve elektrot malzemeleriyle birleştirerek çığır açan elektronik deriyi geliştirmeyi başardı.