DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. Parti olarak vaatleri hakkında çalışmalar yaptıklarını anlatan Babacan, “Karınca duası üzere yazılar var. Türkiye’nin en uygun akademisyenleriyle çalıştık” dedi.
Babacan, Eylül ayına kadar bütün aksiyon planlarını açıklayacağını da belirterek, “Bugüne kadar Türkiye’de bu türlü bir şey yapılmadı” diye konuştu. Babacan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“(6’lı masada uzlaşma olmazsa adayım açıklaması) Nasıl bir aday olacağına dair kriterleri belirledik. Lakin isimleri konuşmaya başlamadık. Hiçbir somut isim 6’lı masaya gelmedi. İkili görüşmelerde doğal ki geldi lakin 6’lı masada hiçbir toplantıda cumhurbaşkanı adayı konuşulmadı. Görüşmelerin sonunda ortak aday belirlemenin çok değerli olduğunu biz düşünüyoruz. Bu aday 6’lı masada oturan genel liderlerden biri yahut dışarıdan birisi olabilir. Ancak olur da 6’lı masa ortak aday belirleyemezse, o vakit DEVA Partisi’nin Genel Lideri doğal olarak Cumhurbaşkanı adayıdır. Siyasi parti genel liderlerinin Cumhurbaşkanı adayı olması lazım. Bir siyasi olacak, bir öteki ismin Cumhurbaşkanı adayı olması için çalışacak. Bu türlü bir şey olmaz. Bizim temel gayemiz adayımızın açık farkla seçimi kazanması.
Hiçbir genel lidere şu isim olsun ya da olmasın demedim. Kendi görüşlerini benimle paylaşan oldu lakin mahrem kalması gerek. Ben ikili görüşmelerimizde dahi şu isim olsun yahut bu isim olmasın diye hiçbir görüş söz etmedim. Zira erken olduğunu düşünüyorum.
Geçiş sürecinde Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini tanımlamamız, protokol haline getirmemiz, 6 partinin de imzalaması gerekiyor.
“ÖZGÜRLÜKÇÜ LAİKLİK DİYORUZ”
Demokratik Türkiye konusunda hiçbir vatandaşımız en ufak kuşkusu olamaz. Laik sözü vakit içinde o kadar dejenere oldu ki; toplumumuzun birtakım kesitinde laik sözüyle ilgili yanlış algılar var. Onun için biz özgürlükçü laiklik diyoruz. İnanan ya da inanmayan, hangi dine mensup olursa olsun; devletin bütün vatandaşlarına birebir yakınlıkta olması temel diyoruz.
“KILIÇDAROĞLU’NUN DİLEĞİ KIYMETLİ”
Sayın Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’nin nasıl yönetilmesiyle alakalı fikirleri, çalışmalarını çok saik görüyorum. Tek bir dar görüşün, tek ideolojinin değil farklı düşünen insanların bir ortaya gelerek ortak hissede üzerinden Türkiye’yi yönetme dileğini çok değerli görüyorum.
DAVUTOĞLU’NUN SEYAHAT PARKI DAVASI AÇIKLAMASI
Seyahat davasıyla ilgili davacı pozisyonumuz yok. Biz dava açmadık. Şikayet dilekçemiz yok. Mağduriyetle ilgili müracaatımız yok ki geri çekelim. Seyahat davasıyla ilgili savcılık büsbütün tek taraflı olarak o günün hükümetinde olan bütün bakanları mağdur olarak sıralamış. Bizim müracaatımız yok. Olmayan müracaatı geri çekme imkanımız yok. Olmayan bir şeyi daima işlemek yeterli niyetli değil.
OSMAN KAVALA VE DEMİRTAŞ’LA İLGİLİ YARGI SÜRECİ
(Devlet Bahçeli’nin Kılıçdaroğlu’na Demirtaş tepkisi) Bunların hepsi boş laf. Yargı sürecinden bahsediyoruz. Evraklar da dışarıdan erişilebilir. Kavala ve Demirtaş belgesi da o denli. Savcılığın elinde bâtın birtakım şeyler yoksa; şayet bilginin belgeni belgedeki evraksa Kavala belgesinde da Demirtaş belgesinde da tutukluluğu gerektirecek bir evrak görmüyor bizim hukukçularımız. Kavala belgesinde mahkeme beraat kararı verdi, tıpkı gün diğer bir evraktan tekrar gözaltı kararı alındı, tutuklandı.
Siyaset bir evraka taktı mı yargıya hareket alanı kalmıyor. Bahçeli’nin haddine mi buna karar vermek?
“90 DAKİKADA ÇÖZERİZ”
Bağımsızlık, yeni kurulacak Türkiye’nin birinci 90 dakikasında yapılacak bir iş. Yargının bağımsızlığı bu kadar kolay. Ben size karışmıyorum dediği vakit hükümet iş bitti.
Artık Türkiye’de Erdoğan bölümü bitiyor. Müsait bir yerde inmesi lazım. 2014’te sayın Erdoğan’ın 3 periyodu doldu. Kendisine de ziyan veriyor, diğerlerine da ziyan veriyor.
İKTİSATTAKİ SON DURUM
Türkiye, 2013 yılında 12 bin 500 dolarlık refah düzeyini gördü. Emeklilerimiz biriktirdiği emekli maaşlarıyla Avrupa’da bir hafta tatil yapmaya başladı. Gençlerimiz Avrupa’yı trenle gezmeye başladı. 12 aylık memur maaşıyla araba alabiliyordunuz. Şu anda mümkün mü? Türkiye’nin kahir ekseriyetinin mesken alma hayali yok.
Türkiye’nin içinde bulunduğu duruma çok üzülüyorum. Lakin krizin çok süratli bir biçimde çözüleceğini biliyorum. Ben ve takımımız 2002’deki krizi çözdük. 2008-2009 krizi vurdu. İktisatta takımlarımızla birlikte Türkiye’yi krizden çıkardık. Ve bunu 6 ayda yaptık. Türkiye’yi 2 tane krizden kurtaran takımız biz. Onun için biz kendimizden eminiz. Bu iş bizde.“