Diyarbakır Barosu Lideri Tahir Elçi cinayeti davasında avukat Irmak Bilece ile Özcan Sarıoğlu, Tahir Elçi davasında şahit olarak dinlenen ve İzmir 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Deniz Ataş ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşmeyi tutanak altına alan avukatlar, Tahir Elçi davasının görüldüğü Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne sundu.
GELDİĞİNDEN BERİ TEK TUTULUYOR
Avukatların Tahir Elçi davasında şahit olarak dinlenen Deniz Ataş ile yaptıkları ve tutanak altına aldıkları görüşme şu halde:
“İzmir 1 No’lu F Tipi Kapalı Hapishanesinde kalmakta olan Deniz Ataş ile yapılan görüşmede tutuklu kendisinin 25 yaşında olduğunu, ülser ve ciğerlerinden rahatsız olduğunu ve öksürdükçe kan geldiğini, tek başına kalamaz raporunu olduğunu belirtmiştir. Bolu F Tipi Hapishanesinde bu hapishaneye üç aya yakın vakittir getirildiğini fakat geldiğinden beri tek tutulduğunu lisana getirmiştir. Yönetime arkadaşlarının yanına geçmek için müracaat yaparak dilekçe verdiğini lakin dilekçesine karşılık verilmediğini belirti. Kendisine kelamlı olarak Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı olduğu söylenmiş, lakin rastgele bir talimat evrakı gözükmediğini lisana getirmiştir. Bolu’dan Buca 1 Nolu F Tipi’ne sevk edildiğinde, bağımsız olarak kayda düştüklerini, kendisinin buna itiraz ettiğini müdürle görüşmeye çıktığını bu türlü bir dilekçesinin olmamasına karşın bu durumun varmış üzere gösterilmesinin nedenini sormuş olmasına karşın, rastgele bir dilekçe ve evrakın kendisine gösterilmediğini aktarmıştır.
Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere nazaran, Bolu hapishanesindeyken Ocak ayında saat 2-3 üzere, 3 kişinin görüşmeye geldiğini, ceza infaz müdafaa memurunun kendisine ‘gel avukat geldi seninle görüşecek’ dediğini aktarmıştır. Tutuklu ‘ben de avukatım Özüm Hanım geldi sanıp çıktım’ formunda beyanda bulunmuştur.
KENDİLERİNİ MİT OLARAK TANITTI
‘Açık görüş odasında beni bekliyorlardı. Ellerinde askeri evrakları ve benim davamın evrakı vardı’ halinde tabir etmiştir. Görüşmeye gelen bireylerin kendilerini MİT olarak tanıttıklarını ‘Korkma biz seni koruruz, aileler nasıl para yatırıyor, avukatlar nasıl içeri not gönderiyor, örgüt nasıl haber gönderiyor. Avukatını tanıyoruz, yanıt ver, vermezsen senin avukatının ne iş yaptığını biliyoruz, onu da tutuklarız. Tahir Elçi belgesinde ifadeni geri çekeceksin. Tahir Elçi’yi biz öldürdük diyeceksin. İfadeni geri çekmezsen başına gelecekleri göreceksin, seni rahat bırakmayacağız’ dediler. Avukat Özüm ve Avukat Ayşe’yi sorarak, ‘Tutanak tutup, onları tutuklayacağız, diyeceğiz ki bunlar sana zorla tabir verdirtiyorlar’ biçiminde görüşmenin geçtiğini kendisinin onlarla görüşmeyi kabul etmediğini, doğruları söylediğini, onların zoruyla palavra tabir vermeyeceğini belirtmiştir.
‘SENİ O DENLİ BİR YERE GÖMECEĞİZ’
‘Saat 17.00’a kadar beni odada tuttular. İsimler sordular, cezaevinde kim komünist, size kim para yatırıyor, hangi avukatlar para yatırıyor, içeri not sokuyor karşılık ver’ diye belirtmiştir. 3 kişinin kendisi ile görüşme yapmasının ve kendisinin baskıyı kabul etmemesi üzerine ‘Seni o denli bir yere göndereceğiz, ailen bile göremeyecek’ dediğini bir hafta geçmeden kendisinin buraya sürgün edildiğini belirtmiştir.
TEK KALAMAZ RAPORUNA RAĞMEN…
Yolda getirilirken kıyafetinin ıslandığını, kan içinde kaldığını, gardiyanlara ve jandarmaya söylediğini, kendisinin hastaneye, daha sonra bu hapishaneye götürüldüğünü beyan etmiştir. Hapishaneye geldiğinden beri, karantina sürecinin geçmesine karşın tek tutulduğunu ve arkadaşlarının bulunduğu koğuşlara geçirilmediğini, odaya geçmek için dilekçe verdiğini fakat kendisine yazılı karşılık verilmediğini, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla tek tutulduğunu söylediğini belirtmiştir. Kendisinin ülser hastası, ciğerlerinden rahatsız olduğunu, öksürük krizi tuttuğunda kan geldiğini belirtmiştir. Hekimin kendisi için tek kalamayacağına dair rapor verdiğini lisana getirmiştir. Hapishanenin verdiği yemekleri yiyemediğini, kantinden daima kahvaltılık almak zorunda kaldığını, fahiş fiyatlardan ötürü kâfi beslenmediğini lisana getirmiştir.
BASKI ŞİDDET
Kendisi bu hapishaneye geldikten sonra ‘Avukat görüşmesine götüreceğiz’ diye memurlar tarafından odadan çıkarıldığını, telefonla görüşme ve açık görüşlerin yapıldığı kısma götürüldüğünü, karşıda bir erkeğin durduğunu, kendisini daha evvel hiç görmediğini ve tanımadığını, kendisinin geleceğinden bilgisi olmadığını, gelen kişinin kendisini ‘Ben avukatım’ diye tanıttığını lakin ismini sormasına karşın söylemediğini, elinde bir belgenin bulunduğunu, belgenin üzerinde ‘Çapraz biçimde üst üste duran iki silah işareti’ olan bir amblem gibisi formun bulunduğunu lisana getirmiştir. Kendini avukat olarak tanıtan kişinin kendisi ile görüşmek için buraya geldiğini söylemesi üzerine, bu görüşmeyi kabul etmediğini lisana getirip odadan çıktığını belirtmiştir. Üzerindeki baskı ve tehdidin hala devam ettiğini, bu sebeple hiç kimseyle görüştürülmediğini, avukat görüşmesine çıkarılırken dahi koridorun boşaltıldığını belirtmiştir.
MEKTUPLARI VERİLMİYOR
Faks ve mektuplarının verilmediğini, verilenlerin de karartılarak, okunmayacak halde verildiğini (1 sefer verilmiş) lisana getirmiştir. Kitap, kütüphane hakkından yararlandırılmadığını, yönetime bu bahiste yazı yazdığını lakin yanıt verilmediğini, gözlerinin bozuk olduğunu, gözlük kullanması gerektiğini, reçetesinin bulunduğunu lakin reçeteyi yönetimin sürece almadığını belirtmiştir.
KÖTÜ KOŞULAR
Yolda (sevk süreçleri sırasında eşyalarının ortasına müsaade verilmediğini birkaç modül eşyasını alabildiğini) sevk sırasında eşyalarının ring aracında olduğunu fakat hapishaneye getirildiğinde eşyalarının kendisine verilmediğini, gardiyanların ‘Kayboldu’ halinde bilgi verdiğini öbür cezaevindeki eşyalarının da şimdi gönderilmediğini belirtmiştir. Koğuşta olduğu odanın; yönetimin ve gardiyanların daima gelip geçtiği oda olduğunu, gelip geçişlerde daima odaya bakıldığını, makus şartlarda kaldığını lisana getirmiştir.
AVUKATIN GÖZLEMİ
Yapılan 18 Mart 2022 tarihli görüşte ellerinin baskı ve tehdit (işkence ve öbür makûs muamele) sonucu titrediği, kendisinin bu titremeyi fark etmediği gözlemlenmiştir. Yüzünde ve gözlerinde farklı bir sözün bulunduğu, gözlerinin içinin kızarık olduğu, yaşadığı baskıya bağlı olabileceği değerlendirilmiştir. Yönetim ile 18 Mart 2022 tarihinde gerçekleştirilen görüşme sonucunda şartlarında güzelleşme olmadığı, gözlüğünün verilmediği, dilekçelerine yanıt alamadığı tespit edilmiş. Yönetim ile 2’nci görüşme gerçekleştirildiğinde, yönetimin bu durumu teyit ettiği görülmüştür.” (HABER MERKEZİ)